Merkez Bankası Döviz Kuru | |||
ALIŞ | SATIŞ | ||
USD | 38,3665 | 38,4356 | |
EURO | 43,5309 | 43,6093 | |
Sakarya
Sakarya, Türkiye'nin en kalabalık yirmi ikinci ilidir. İl ismini topraklarından geçen Sakarya nehri'nden almıştır. Sakarya İlinin merkezi Adapazarı'dır. Adapazarı 2021 yılında Danimarka'da aldığı ödül ile bisiklet şehri unvanını kazanmıştır.
2021 yılı sonu TÜİK verilerine göre il nüfusu: 1.060.876 dur. 16 ilçe ve belediye, bu belediyelerde toplam 668 mahalle bulunmaktadır.[2]
Marmara Bölgesi'nin Çatalca-Kocaeli Bölümü'nde yer alır.
Sakarya'nın kuzeyinde Karadeniz, batısında Kocaeli, Bursa, doğusunda Düzce ve güneyinde de Bolu ile Bilecik bulunmaktadır. Sakarya Nehri, Sakarya'nın Karasu ilçesinde Karadeniz'e dökülür.
Sakarya ekonomisinde tarımın önemli bir yeri vardır. Hendek, Karasu ve Kocaali ilçelerinde fındık yetiştiriciliği mevcuttur.[3] Ayrıca mısır tarımı da yapılmaktadır. Sakarya'da sanayi il merkezi Adapazarı yakınlarında yakınlarında gelişmeye başlamıştır. Son yıllarda kurulan sanayi kuruluşları bu sanayileşmeyi daha da artırmıştır. Sakarya, bir milyona yaklaşan toplam nüfusuyla İstanbul, Bursa, Kocaeli ve Balıkesir'in ardından Marmara Bölgesi'nin en büyük beşinci ilidir
Köken bilimi
Sakarya ili adını; aşağı havzasında bulunduğu, topraklarında Karadeniz'e dökülen ve il topraklarını G-K doğrultusunda ortadan ikiye bölerek kat eden Sakarya Nehrinden alır. Sakarya Nehri'nin ise adını nereden aldığına ilişkin bilgiler Frigler dönemine değin uzanmaktadır. Sakarya adının nereden geldiği ile ilgili görüşler şunlardır:[4]
Eskişehir Çifteler ilçesinin 3 km GD yönünde antik Sangia şehri bulunuyordu. Buradaki kaynaktan çıkan sular önce küçük bir göl haline gelir, sonra akışa geçerek Sakarya Nehrinin kaynağını oluştururlar. Bu antik kentin adının nehre verildiği düşünülmektedir.
MÖ 7. yüzyıla kadar bölgeye hakim olan Frigler kutsal saydıkları nehir tanrıları Sangari adını vermişler. Frig ana tanrıçası Kibele'nin kocası olan Atis'i doğuran Sakarya Nehri'nin kızı Nana'dır. Bu isim önce Sangarios, sonra ise saldırgan manasına gelen Zakharion'a dönüşmüştür.
Başka bir rivayet MÖ 3. ve MS 4. yüzyılları arası yöreye hakim olan Bitinya kraliçesi Sangarius'un adının verildiği şeklindedir.
Sakar Dede adında bir ermiş nehir üzerindeki köprüden geçerken parasız olması sebebiyle hakarete uğrar ve geçirilmez. Keramet gösterir, dua eder, nehrin yönünü değiştirir. Nehre bugün Erenler ilçe sınırlarında türbesi olan bu Sakar Dede'nin adı verilir.
Tarihçe
İlk çağlar
Bizans İmparatoru I. Justinianus'un 562 yılında yaptırdığı Beşköprü
Anadolu birliğini ilk kuran Hititlerle Sakarya'nın da tarihi başlar. İç karışıklıklar sonucunda bölünen Hititlerden sonra bölgede Frigler hakim olmuştur. Frigya hakimiyeti sona erdiğinde bölge Lidyalıların eline geçmiştir. MÖ 6. yüzyılda Pers İmparatorluğu Lidya Krallığı'nı yıkarak Anadolu'ya hakim olmuştur. Makedonya Kralı Büyük İskender MÖ 4. yüzyılda Persleri yenerek Anadolu'ya hakim oldu. Büyük İskender'in ölümünden sonra Bitinya Kralığı bağımsızlığını ilan ederek Sakarya'nın da bulunduğu bölgede hakimiyetini ilan etti. MÖ 1. yüzyılda Roma İmparatorluğu Bitinya Krallığı'na son vererek bölgeyi topraklarına kattı.[5]
Roma İmparatorluğu ikiye bölündüğünde (MS 365), Bitinya bölgesi Bizans İmparatorluğu'na kaldı. İstanbul'u ele geçirmek gayesiyle gelen İslam orduları bölgeyi fethetmişlerdir. Bu hakimiyetler kalıcı olmamıştır. Bölgeye zaman zaman Sasaniler de akınlar düzenlemiştir.
Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Kutalmışoğlu Süleyman Şah Sakarya dahil tüm Anadolu'yu kontrol altına aldı. İznik'in başkent olduğu Türkiye Selçuklu Devleti kuruldu. Birinci Haçlı Seferinde İznik'i terk ederek başkenti Konya'ya taşıdı. Sakarya ahalisi yeniden Bizans'ın kontrolüne girdi.
Yapılan kazılar ve bulguların tarihi bilgileri sayesinde; bölgede MÖ 300 ile 395 yılları arasında başkenti Nikomedia (İzmit) olan Romalıların Bitinya eyaleti bulunmaktaydı.[6] Kandıra, Kaynarca, Hendek, Karapürçek ve Taraklı’da rastlanan bazı bulgularca da bölgenin miladın hemen öncesi ve sonrasında Bitinyalıların egemenliğinde yaşadığı kesinleşmektedir. Bölgede inşa edilen Seyifler, Harmantepe, Tersiye, Paşalar, Çobankale, Mekece kaleleriyle, I. Justinianus’un 562 yılında Sakarya Nehri’nin üzerine yaptırdığı Beşköprü önemli tarihi kalıntılardır.
Osmanlı dönemi
1894 yılında Adapazarı'na Çark Deresinden su vermek amacıyla yapılmış çark.
13. yüzyılın sonlarına doğru Konur Alp, bugünkü Adapazarı Havzası'nı fethederek Türk hakimiyetini yeniden sağladı.[7] Orhan Gazi zamanında yapılan bu fetihlere ithafen Sakarya ve çevresinde padişah adına Orhan Camii'ler yapılmıştır. İlk olarak batı Türkistan ve Azerbaycan'dan gelen göçebe Türk boyları buralarda köyler ve kentler kurmuşlardır. Adapazarı, Sakarya Nehri ve Sapanca Gölü'nden çıkan Çark Suyu arasında kalan yarımada biçimindeki kara parçası üzerinde kurulmuştur. 1563 yılına ait bir vesika ve 1581 yılında Akyazı Ada Kadılığı'na yazılan ve bu yöreden nahiye diye bahseden bir ferman şehrin tarihini anlatan ilk belgelerdendir.[7]
Adapazarı yöresi başkent yakınında olduğu için üretim fazlası her şey İstanbul'a gönderilirdi. Özellikle tarım, hayvancılık ürünleri ve kereste açısından Sakarya çevresi önemliydi. İstanbul, İzmit ve Kefken tersanelerine yakınlığı çevreden çokça kerestenin üretilmesine neden olmuştur.[8]
Osmanlı kumandanlarından Karamürsel Alp, Karamürsel'de kurduğu tersanenin kereste ihtiyacını Karasu-Adapazarı arasındaki ormanlardan karşılıyordu. Kereste işlerini takip için Adapazarı'nda Kereste Eminliği kurulmuştu. Elde edilen tomruklar Sakarya Nehri üzerinden Karadeniz'e, oradan İstanbul'a Tersane-i Amireye ulaştırılıyordu. Gemi küreği yapım işi Karasu'ya verilmişti. Tomrukların tamamı başkente gönderilmez, Sakarya ağzında (Yeni mahalle) gemi yapım ve onarımı yapılırdı. Sakarya'dan Tophaneye top arabalarının ahşap parçaları hazırlanır ve gönderilirdi.[8]
Evliya Çelebi Sakarya yöresinden ağaç denizi olarak bahseder. Yöreyi gezen Fransız kontu A.De. Moustier 1862 yılında şunları yazmıştır: "Adapazarı nehrin kenarında 10.000 kişilik bir kent. Ceviz ağacı bol fakat kesilenlerin yerine yenileri dikilmiyor. Bu gidişle Adapazarı ağaçsız kalacak." Adapazarı'nda o yıllarda ceviz ağacından tabanca ve tüfek kabzası yapılmaktaydı.[8]
İkinci Beyazıt Köprüsü: Osmanlı zamanından kalan köprü tarihi açıdan önemlidir. Geyve ilçesinde Alifuatpaşa kasabasında II. Bayezid tarafından yaptırılmıştır. Sakarya Nehri üzerine yapılan köprü 15 gözlüdür, uzunluğu 196,5 genişliği 5,5 metredir.
Kurtuluş Savaşı
Taraklıdaki tarihi Hanımeli Konağı
Sakarya müzesi; Mustafa Kemal'in Adapazarı ziyaretinde konakladığı ev.
Adapazarı yöresi Kurtuluş Savaşı'na; Ali Fuat Cebesoy, Hasan Cavit Bey, Sırrı Bey, Çerkez Sait Bey, Metozade Hüseyin Bey, Koçzade Mahmut Bey, Abdurrahman Bey, Kaymakam Tahir Bey, Cevat Bey, Kazım Kaptan, Halit Molla ve İpsiz Recep gibi kahramanlarıyla katkıda bulunmuştur.[9]
İlçede ilk müfrezeyi kurma görevi Yüzbaşı Ramiz, Yüzbaşı Rauf, Doktor Raik'e verilmiştir. Onlar da Meto Hüseyin ve Mehmet Bey'in katkılarıyla bu görevi yerine getirdiler. Geyve, Hendek ve Adapazarı'nda Kuvâ-yi Milliye teşkilatı aynı zamanda kuruldu. Bölgenin önde gelenleri Ankara’ya Mustafa Kemal’e bağlılık telgrafı çektiler.[9]
Bölgede Ermeni ve Rum çeteciler ile mücadele için Türk milis güçleri oluştu. Akyazı, Hendek ve Sapanca çevresinde Kazım Kaptan kuvvetleri, Kaynarca yöresinde Halit Molla, Kandıra ve Karasu çevresinde İpsiz Recep, Ermeni ve Rum çeteleri ile mücadele ettiler. Anzavur Ahmet üçüncü ayaklanmasında Adapazarı üzerinden Geyve boğazını ele geçirmek için saldırmış, Çerkez Ethem tarafından bozguna uğratılmışlardır. Hendek’i ele geçiren Anzavur, Ethem tarafından püskürtülmüştür.[9]
İzmit’i işgal eden 11. Yunan Tümeni, 24 Mart’ta Sapanca ve Kırkpınar'ı, 25 Mart tarihinde Adapazarı'nı işgal etti. Millî kuvvetler Yunan ilerleyişini durdurmak amacıyla Sakarya Nehri üzerindeki ahşap olan Tavuklar ve Taşlık köprülerini yaktı. Nehri geçen ilk Yunan birlikleri milis güçlerce geri püskürtüldü.[9]
Bölgeyi işgalden kurtarmak amacıyla yeni bir kolordu kurulup başına Albay Kasım Bey atandı. Yunan kuvvetleri Bursa’ya doğru çekilmek amacıyla Adapazarı’na toplanmaya başladılar. Çekilme sırasında şehrin yakılmasını önlemek için tedbirler alındı. 21 Haziran sabahı erkenden üç kol halinde Millî kuvvetler Adapazarı’na girdi. Küçük çatışmalarla şehir kurtarıldı. Kazım Kaptan, Osman Kaptan ve Molla Halit güçleri şehirde asayişi sağladı.[9]
25 Mart tarihinden, 21 Hazirana kadar 3 ay süren işgalden kurtuluşu için Sakarya’da 21 Haziran Kurtuluş Günü olarak kutlanmaktadır
Cumhuriyet dönemi
Sakarya, 1954'te il oldu. 14 Ocak 2000'de çıkarılan 593 sayılı kanun hükmünde kararname[10] ile büyükşehir unvanı kazandı. 2004 yılında çıkarılan 5216 sayılı kanun ile büyükşehir belediyesinin sınırları valilik binası merkez kabul edilerek yarıçapı 20 kilometre olan dairenin sınırlarına genişletildi.[11] 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı kanun ile 2014 Türkiye yerel seçimlerinin ardından büyükşehir belediyesinin sınırları il mülki sınırları oldu.[12]
Adaköy'den Sakarya'ya
1324: Orhan Gazi'nin fethiyle kurulan Ada Karyesi (Adaköy).
16. yüzyıl: Ada nahiyesi
18. yüzyıl: Ada kazası, Kocaeli vilayetine bağlı.
1868: Adapazarı Belediyesi Kocaeli'ye bağlı ilçe.
1954: Adapazarı merkez ilçesi yeni kurulan Sakarya ilinin merkezi.
2000: Adapazarı Büyükşehir Belediyesi kurulur.
2008: Adapazarı ilçe belediyesi, Sakarya Büyükşehir Belediyesi'nin alt kademe belediyesi olur. Kentin adı Sakarya’dır artık.[13]
2014: 2012 yılında çıkarılan 6360 sayılı yasa ile yeni değişiklikler olmuştur. 2014 mahalli idareler genel seçimi sonrasında büyük şehir belediyesi Sakarya il mülki idare sınırlarındaki tüm alanda hizmet vermeye başlanmış, ilin tüm ilçe belediyeleri büyükşehire bağlanmıştır.
Coğrafya
İlin topoğrafyası üç ana kısımda incelenir: 1. Kuzeydeki alçak tepelik alanlar, 2. Orta kısımda Adapazarı ovası düzlüğü, 3. Güneyde engebeli dağlık alanlar. Kuzey Anadolu Fay hattının kuzeyinde olmak üzere, batıdan Kocaeli platosu Sakarya nehrine kadar ilerler. Çam Dağı kütlesi hariç kuzey Kısımlar Kocaeli platosunun devamı durumundadır.
Adapazarı ovası (Akova) Sakarya nehrinin taşıdığı alüvyonlarla oluşmuştur. İzmit körfezi ve Sapanca Gölünün devamı olan Adapazarı ve Düzce ovaları tektonik oluşumlu ovalardır. Ovada 400 metreye kadar alüvyon çökeller yer alır.[14] İl topraklarının %34'ü ovalar, %44'ü platolar, %22'si dağlar tarafından oluşturulur.
Dağlar
Samanlı Dağları, Bolu dağlarının devamı olarak il topraklarından Marmara denizine kadar uzanır. Köroğlu dağları ile Samanlı dağlarını birbirinden Geyve Boğazı ayırır. Çok yüksek olmayan Samanlı dağları İzmit körfezi ile Gemlik körfezi arasında uzanır. İlin en yüksek dorukları Keremali Dağı (1543 m) ve Karadağ'dır (1467 m).
Keremali Dağı: 1543 m ile ilin en yüksek dağıdır. Hendek ile Akyazı arasında bulunur. Zirvesinde yaylalar ve Keremali türbesi bulunur.
Çam Dağı: Düzce ovasında kesintiye uğrayan Akçakoca ve Bolu Dağlarının il topraklarındaki uzantısıdır. Hendek, Karasu, Kocaali ilçeleri arasında yer alır. Ortalama 880 m olan yüksekliği Fındıklıtepe'de 900m'yi bulur.
İlde başka dağlık alan yoktur. Kocaeli platosu üzerindeki tepelikler en fazla 250 metreye kadar çıkarlar.
Yaylalar: İldeki Samanlı dağları, Karadağ, Oflak Dağı ve Keremali Dağı üzerinde yer alan yaylalar şunlardır: Acelle Yaylası (Akyazı), Dikmen Yaylası (Hendek), Çiğdem Yaylası (Hendek), Turnalık Yaylası (Hendek), Keremali Yaylası (Akyazı), Sultanpınar Yaylası (Akyazı), Karagöl Yaylası (Taraklı), Soğucak Yaylası (Sapanca), Davlumbaz Yaylası (Akyazı).
Ovalar
Adapazarı Ovası, Akova da denilen alan Sakarya nehrinin biriktirdiği verimli alüvyonlarla kaplıdır. 620 km2 büyüklüğüyle Marmara'nın büyük ovalarındandır. Ova, Sakarya ekonomisine önemli katkı sağlar. Yaklaşık 30 m yüksekliğe sahiptir ve merkezi kısmına Sakarya şehri kurulmuştur. Mısır, şeker pancarı, buğday, kabak, patates ekimi yapılır.
Pamukova, Sakarya nehrinin Adapazarı ovasından önce, Geyve boğazının güneyinde oluşturduğu, 170 km2 büyüklüğündeki ovadır. Akdeniz iklimi etkisi altındaki ovada çoğunlukla meyvecilik ve sebzecilik yapılır. Sakarya'nın içinden aktığı ovada sulanan tarlalarda; buğday, şeker pancarı, soğan, salçalık biber, domates, bağ, ayva,şeftali, çilek, armut yetiştirilir.[15]
Söğütlü Ovası, 30 km uzunluk 20 km genişliğindeki ova ilin en çukur kısmıdır. Sakarya sık taşkın yapar, yer altı suyu seviyesi de yüksektir. Ova dranaj kanalları açıldıktan sonra tamamen kullanılmaya başlanmıştır.
Akarsular
Sakarya, Kocaali, Maden Deresi şelalesi,
Sakarya Nehri: Kaynağını Eskişehir topraklarından alan nehrin uzunluğu 824 km'dir. İl sınırlarında 159 km'lik kısmı yer alır. Sakarya merkezin 4 km doğusundan geçen nehir önce Mudurnu Çayını, Seyifler Kalesi yanında Çark Suyu'nu alır, Karasu Yenimahalle'den Karadeniz'e dökülür.
Çark Suyu: Sapanca Gölünün fazla sularını taşıyan Çark 45 km uzunluğundadır. Sapanca gölünden doğar, Ferizli-Seyifler köyünde Sakarya Nehri ile birleşir. Son yıllarda Sapanca Gölünün suları insan faaliyetleri amacıyla yoğun kullanıldığı için fazla bir akışı yoktur. Belediyenin akışı sağlamak amacıyla Sakarya Nehrinden su taşıma projesi gerçekleşmiş, Kent içindeki Çark deresi çorak görünümden kurtulmuştur.[16]
Dinsiz Çayı: Mudurnu çayının koludur, uzunluğu 34 km'dir. Hendek sınırlarından doğar, Fabrika dere, Balıklı dere, Bıçkıdere ve Gürcüdere'yi alarak Mudurnu Çayıyla birleşir.
Mudurnu Çayı: Ardıç dağının güney yamaçlarından doğar, Bolatça Çayı ve Dinsiz çayını alarak Hendek'te Sakarya Nehri ile birleşir.
Darıçayırı Deresi: Hendek'in Kocadöngel Mahalleninden bu isimle doğar, Darıçayırı (Karasu) beldesinden geçtikten sonra Tuzla Mahallesinde Sakarya ile birleşir.
Maden Deresi: Çamdağının Hendek kısmından doğar, Kuzeye doğru akışa geçer. Uzunluğu 30 km olan Maden Deresinin aşağı kısmında oluşan kanyon vadi özellikle yazın turist çeker.
Melen Çayı: Yığılca'dan Küçük Melen olarak doğar, Efteni Gölüne döküldükten sonra diğer kollarını alarak gölden Büyük Melen adıyla çıkar. Efteni Gölüne kadar 61 km, gölden sonra 63 km uzunluğundadır. 30 km'si Düzce-Sakarya sınırını oluşturan çay, Melenağzı köyünde Karadeniz'e ulaşır. Cumayeri Dokuzdeğirmen köyü ile Kocaali Beyler Köyü arasında 12 km'lik kısmında rafting yapılmaktadır. Üzerinde Melen Barajı yapılmakta olan çaydan Büyük Melen Projesi ile İstanbul'a içme suyu gönderilmektedir.
Göller
Sapanca Gölünün K-G yönlü hava fotoğrafı.
Acarlar Longozu
Sapanca Gölü: Sakarya ile Kocaeli illeri arasında uzanan tektonik oluşumlu tatlı su gölüdür. Kuzey Anadolu Fay Hattı etkisiyle oluşan göl,16 km uzunluk, 5 km genişliğe sahiptir. Denizden yüksekliği 33 m olan gölün en derin yeri 53 m, ortalama derinliği 36 m'dir. Göl suları Kocaeli'de sanayide, Sakarya'da içme suyu olarak kullanılmaktadır.
Acarlar Longozu: Karasu ve Kaynarca ilçeleri sınırlarında yer alan kıyı set gölüdür. Uzunluğu 7,5 km, genişliği 0,9 km olan göl, 1976'da Yaban hayatı Koruma sahası, 2004 yılında Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilan edilmiştir. Doğası, bitki ve kuş türleriyle ziyaretçi çekmektedir.
Taşkısığı Gölü, (Çaltıcak Gölü), Sakarya ili, Adapazarı ilçesi sınırlarında yer alır. Yüzölçümü 90 hektar olan gölün suları tatlıdır. Göl yakınlarına doğalgaz çevrim santrali yer alır.
Poyrazlar Gölü: Sakarya kent merkezinde 7–8 km uzaklıkta, Karasu yolu üzerindedir. Sakarya nehrinin biriktirdiği alüvyonlar sebebiyle oluşmuş alüvyal set gölüdür. Doğal sit alanı olan göl çevresi mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
Akgöl: Karasu ve Ferizli ilçeleri arasında kalan alüvyal set gölüdür. Balık açısından zengin olan gölün kıyılarından torf çıkarılır. Fazla sularını Sakarya nehrine boşaltır.
Küçük Akgöl: Sakarya merkezin 12 km kadar uzakta eski Karasu yolu üzerindedir. Doğal ormanlarla çevrilidir.
Küçükboğaz gölü: Karasu-Kocaali yolu üzerinde oluşmuş kıyı set gölüdür. Çevresi mesire yeri olarak değerlendirilir.
Gökçeören Gölü: 25 ha alana sahip olan göl, merkezin 7–8 km KB yönünde yer almaktaydı. Fazla derin olmayan ve kışın genişleyip yazın çekilen göl 1967 yılında kurutularak tarım arazisine çevrilmiştir.
İklim
Sakarya ilinin Karadeniz kıyılarında Karadeniz iklimi, güney kısmında Marmara tipi Akdeniz iklimi etkilidir. Kuzeyde Fındık yetiştirilirken, güney ilçelerinde bir kısmı zeytin bahçesi olan meyve bahçeleri yaygın olması bunun göstergesidir. İl merkezinin güneyinde yer alan Samanlı dağları ve Keremali dağları Karadeniz iklim etkisinin güneye ulaşmasına engel olur. İlin güney bölümüne İznik Gölü yönünden Akdeniz hava kütleleri ulaşır. Yağış Kuzeyden güneye doğru azalır: Karasu'da 1000 mm, Merkezde 840 mm, Geyve'de 600 mm'ye düşer. Hakim rüzgâr yönü KKB'dır. Bağıl nem ortalaması %72'dir.[17] Yıllık sıcaklık ortalaması 14,2 °C'dir. Ocak ayının fazla soğuk olmaması (5.9 °C), Temmuz sıcaklıklarının yüksek olamaması (23.3 °C), yıllık sıcaklık farkının düşük olması (17.4 °C), Karadeniz iklimi etkisindendir. Yağışın mevsimlere dağılışı: %31 kışın, %26 sonbahar, %22 ilkbahar, %21 yaz. Bu dağılım Karadeniz yağış rejiminin özeliklerini yansıtır. Yağışın %95,9'u normal, %3,7'si sağanak şeklindedir. Yıllın 133 günü yağışlıdır.[18]
Kaynak: https://tr.wikipedia.org/wiki/Sakarya#